“ERMENİ MESELESİ” KONULU KONFERANSA YOĞUN İLGİ..
Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıldönümü etkinlikleri kapsamında belediyemiz tarafından organize edilen “Ermeni Meselesi” konulu konferansa yoğun ilgi gösterildi.
Şair Zihni Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve araştırmacı yazar Dr. Mustafa Çalık tarafından verilen konferansa Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, Belediye Başkanımız Mete Memiş, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, İl Genel Meclisi Başkanı Yusuf Elçi, İl Emniyet Müdürü İsa Bülent Kaya, Bayburt Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Faruk Kılıçaslan, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Belediye Başkanımız Memiş, son günlerde meydana gelen terör saldırıları nedeniyle 21 Şubat Bayburt’un kurtuluşunun buruk geçtiğini belirterek buna sebep olan teröristleri ve bunları destekleyenleri lanetledi.
“Bu toprakları vatan yapmak adına, dün olduğu gibi bugün de şanlı bayrağımızın gönderde dalgalanması adına şahadet şerbetini içen şehitlerimize Allah’tan rahmet gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler dilerim.” diyen Belediye Başkanımız Memiş konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün kurtuluşunu idrak ettiğimiz Bayburt, Hazreti Peygamberin sancaktarlığını yapmış Abdulvehhap Gazi’lerin şehridir. Anadolu’da Türk tarihi kadar eski bir şehrin adıdır Bayburt. Meşhur edebiyatçı Fuat Köprülü’nün ifadesiyle; Türk edebiyatını terazinin bir kefesine Dede Korkut Destanlarını diğer bir kefesine koysak Dede Korkut Destanları ağır basar dediği Dede Korkutların şehridir Bayburt. Tarihinde hiçbir zaman devlet haini, din düşmanı çıkarmadığı gibi bunları barındırmayan eşsiz Anadolu şehridir Bayburt. Muhafaza-i din, müdafaa-i yurt uğrunda canlarını, kanlarını seve seve Allah için, bayrak için, vatan için verenlerin şehridir Bayburt. Bağdat surlarına sancağı diken Genç Osman’ların şehridir Bayburt. Milli Kurtuluş Savaşı’nda Afyon Kocatepe’de, ilk şehit Yüzbaşı Agah Bey’lerin şehridir Bayburt. Bu şehir, Kıbrıs Barış Harekatı’nda nişan yüzüklerini vatan müdafaası için en çok veren gençlerin şehridir.”
Belediye Başkanımız Memiş’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan araştırmacı yazar Dr. Mustafa Çalık, çarpıcı gerçeklerle “Ermeni Meselesi” konulu konferansını sundu.
KENDİMİZE ACIMAYI VE ACINDIRMAYI ZÜL ADDEDİYORUZ
Konuşmasında soykırım iddialarının tarihi sürecini anlatan Çalık, “Ermeni Soykırımı İddiaları’nı dünya gündemine taşıyan uluslar arası lobiler ve Ermeni Diasporası çok iyi çalışıyor. Arı gibi… Hem bütün Ermenileri bütün dünyanın duyacağı şekilde ağlatıyorlar, asıl acıları biz çektik dedirtircesine… Hem de tarihi gerçeklikleri yağmalıyorlar. Hakikatlerin yerine yalanlar ikame ediliyor. Köklü ve büyük bir millet olmamız hasebiyle Ermeniler gibi ağlayıp sızlamayı beceremiyoruz. Felaketlerimizden, acılarımızdan, yıkımlarımızdan pek bahsetmiyoruz. Oysa Balkanlarda, Doğuda o kadar çok ve derin acılarımız var ki tarifi kelimelere sığmaz. Göçler, ölümler, zulümler… Asıl emperyalist hedeflerin yakıp yıktığı coğrafya biziz. Bizim insanlarımız yurdundan kovulan, bizim kadınlarımız tecavüze uğrayan, bizim bebeklerimiz süngülerin ucuna takılan, bizim ihtiyarlarımız camilerde yakılan. Kendimize acımayı ve acındırmayı zül addediyoruz. Bizim bu ağırbaşlı suskunluğumuz Ermeni Soykırımı iddialarında aleyhimize kullanılan bir enstrümana dönüştürülüyor” ifadelerini kullandı.
BU ZULÜMLERİ BAYBURT DA YAŞAMIŞTIR
Bayburt’un da Ermeni çetelerinden çok çektiğini, Bayburt’ta da Ermenilerce zulümlerin gerçekleştiğini kaydeden Dr. Çalık, “Eski evler, konaklar dile gelse de bu şehirde neler yaşandı anlatsa diye geliyor bazen aklıma. Cumhuriyet Oteli'nin üst katında bir çok genç kız ve gelin namuslarına el sürdürmemek için kendini aşağıya atmıştır. Arşak ve çetesinin yaptığı zulümler bu sonuçları doğurmuştur. Kırzı köyünde kuyulara kaç kadın kucağında çocuğuyla atlamıştır. Toplu mezar kavramının en acı ve en haysiyetli numuneleri vardır Bayburt'ta. Bun zulümleri Bayburt da yaşamıştır" diye konuştu.
OSMANLI DEVLETİ, MECBURİYETTEN TEHCİR KARARI ALMIŞ VE BUNU UYGULAMIŞTIR
Osmanlı’nın gücünü kaybetmesini ve birçok cephede savaşarak yorgun düşmesini kendileri için büyük bir fırsata dönüştürmek isteyen emperyalist devletlerin bağımsız Ermenistan Devleti hayaliyle Ermeni çetelerini gaza getirdiğini ve bunun sonucunda da Ermeni ayaklanmalarının baş gösterdiğini dile getiren Dr. Mustafa Çalık, “Ermeni çeteler coğrafyamızda Müslüman/Türk kıyımına başlamışlardır. Kendi halkını ve topraklarını korumak isteyen Osmanlı Devleti, mecburiyetten tehcir kararı almış ve bunu uygulamıştır. Cihan harbi içinde sadece Ermeniler değil bazı Araplar da tehcir dilmiştir. Bu Osmanlıda çok eski bir uygulamadır. Problem çözme yöntemidir. Sevk ve İskan politikasıdır bu. Orta Asya’dan gelen Türk unsurlar da, Balkan coğrafyasına sevk ve iskân edilmiştir. Bu karar 1915 de sadece Ermeniler için yapılmış bir uygulama, onları cezalandırma yöntemi değildir, Bir idare tarzıdır. Bu tehcir kanunu yaşadığımız müddetçe başımızın tacı ve şerefimizdir. Türk tarihinin en doğru kararlarından biridir” şeklinde konuştu.
BU İSİMLER SAYESİNDE BU TOPRAKLARDA TÜRK VE İSLAM KİMLİĞİ YAŞAMAYA DEVAM ETMİŞTİR
Günümüzde söylenegeldiği gibi, Enver ve Talat Paşaların da bu toprakları kaçarak terk etmediğini, bu paşaların Kurtuluş Mücadelesini örgütleyerek gittiklerini kaydeden Dr. Mustafa Çalık; “Sultan Abdulaziz, Sultan Abdulhamit, Talat Paşa ve Enver Paşa’ya kötü söz söylemeye kimsenin hakkı yoktur. Eleştirebilirsiniz ancak saygı duymak zorundasınız. Bu isimler sayesinde bu topraklarda Türk ve İslam kimliği yaşamaya devam etmiştir” diye konuştu.
Yaklaşık iki saat süren konferans sonunda Mustafa Çalık'a Vali Odabaş tarafından plaket verildi.