Bayburt’ta “4. Hadisçiler İhtisas Toplantısı ve Ülkemizdeki Hadis Çalışmalarının Evrenselleştirilmesi Çalıştayı” Düzenlendi
Bayburt’ta “4. Hadisçiler İhtisas Toplantısı ve Ülkemizdeki Hadis Çalışmalarının Evrenselleştirilmesi Çalıştayı” Düzenlendi
Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek olan “IV. Hadisçiler İhtisas Toplantısı ve Ülkemizdeki Hadis Çalışmalarının Evrenselleştirilmesi Çalıştayı ve Ekmelüddin Baberti'nin Hadisçiliği Sempozyumu" başladı.
Yeni Kampüs Konferans Salonu’ndaki çalıştayın açılış toplantısına, Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.
Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu'nun konuşmasıyla başlayan çalıştayda Hacımüfütoğlu, Kur’an- Kerim’in canlı hali ve onun hatasız uygulaması olan sünnet-i şerifin muhafız, müdâfi, Kur’an’ın sarsılmaz bekçilerinin hadisçiler olduğunu ifade etti.
Hacımüftüoğlu, keyfiyet itibariyle âlimleriyle, geçmiş kültürüyle ağırlığını her zaman hissettiren Bayburt’a gelen hadisçilere hoş geldin dileklerini ileterek, “ Kur’an-ı Kerim, İslam dininin ilk kaynağı. Hadis, Kur’an-ı Kerim’in hayata geçirilmesi demektir. Bu iki kutsal kaynak hakkında tereddütler meydana getirmek art düşüncelere ve maksatlara dayalı bir durumdur. Bizim medeniyetimizin temeli, kişiliğimizin inşası sünnet sayesinde mümkün olmuştur.” dedi.
Bayburt Üniversitesi tanıtım filminin gösteriminden sonra Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Bayburt Üniversitesine katkılarından dolayı YÖK Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Hatipoğlu’na ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal’a teşekkürlerini iletti.
Rektör Coşkun, “Öncelikle kadirşinaslık adına ben hem YÖK başkanımıza ve Bayburt Üniversitesinin YÖK’teki işlemleri takip eden YÖK Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Hatipoğlu’na hem de son 5-6 ay içerisinde Bayburt Üniversitesinin Ankara’daki bütün işlerini çok ivedi çözen, çözülmesine yardımcı olan değerli milletvekillerimize huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Gerçekten güçlü bir temsilcinizin Ankara’da olması sizin işlerinizi rahatlatıyor. Bu anlamda Sayın Valimize, Sayın Belediye Başkanımıza, teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca Bayburt Üniversitesinin problemini hem valiliğimiz hem belediye başkanımız kendi problemi gibi kabullenip bir an önce çözme noktasında bize yardımcı oluyorlar.
Üniversitemizin büyümesi ve gelişmesi için YÖK’ten istediğimiz bütün kadroların eksiksiz çıkmasını istiyoruz. Çünkü Başbakanımızın sözü doğrultusunda üniversitemizin öğrenci sayısını 15 bine çıkarmak gibi bir hedefimiz var. Bunun için de öğretim elamanlarımızı artırmamız ve yeni bölümler açmamız lazım. Hedeflerimizi gerçekleştirmek yolunda YÖK’e Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu teklifimiz oldu. Bunun kısa zamanda çıkmasını bekliyoruz. Çünkü onun içerisine aktif bir takım bölümleri yerleştirip doluluk oranını yükseltip öğrenci sayımızı da artırmak istiyoruz.” dedi.
Hadisçilerin 15 yıldır çalıştaylar yaptıklarını hatırlatan Rektör Coşkun, “Hadisçiler toplantısını, Bolu Gerede, Kıbrıs, Antep’ten sonra dördüncüsünü Bayburt’ta yapıyoruz. Bir sonrakini ise Yozgat’ta Bozok Üniversitesi’nde yapılması yönünde davet aldık. Müsademe-i efkâr'dan barika-i hakikat doğar. Fikirlerimizi söyleyeceğiz. İnşallah hayırlı neticeler elde edeceğiz. Bu toplantının İslam âlemine, ilim âlemine hayırlı sonuçlar sunacağımızı ümit ediyor, hepinizi ayrı ayrı saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hatiboğlu, iki buçuk yıl içerisinde Bayburt Üniversitesinde birçok gelişmenin gerçekleştiğini ifade ederek konuşmasına başladı.
BAYBURT’A DAHA FAZLA KATKI VERMEMİZ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Hatiboğlu, “Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun hocamızın Bayburt için ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu, hadisçi kardeşlerimiz arasından bürokrasiye katılmış ne büyük bir kazanım olduğunu hepimiz müşahede etmiş oluyoruz. Benim üç kezdir geldiğim Bayburt’ta müşahede ettiğim şehrin bütün kalbinin birlikte attığıdır. Valim ve onunla beraber Bayburt için çalışan bütün idarecilerin, bürokratların, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının hep beraber hareket ettiğini gördüm. Bu, Bayburt’a güzel şeyler yapmak için el birliği, gönül ve düşünce birlikteliğidir. Bayburt’un başarısının bununla çok alakalı olduğunu düşünüyorum. Bunu fark ettiğim için Bayburt’a daha fazla katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Bayburt Üniversitesinin öğrenci ve öğretim sayısının artması konusunda Rektör Coşkun’a katıldığını belirten Hatiboğlu, “Sayın Başbakanımızın, Sayın Rektörümüzün, Sayın Vekillerimizin, Valimizin beklediği ve hayal ettiği hedefe, birlikte hareket etme düşüncesi olan bir şehir yönetiminin 15 bin öğrenci hedefine çok kısa zamanda ulaşılacağını düşünüyorum. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde 2023 hedefi olarak bunun 25 bin, 30 bin olarak revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gelecek 8-10 yıl içerisinde bütün Anadolu şehirlerinde olduğu gibi bütün üniversitelerde beklenilenin üstünde büyüme gerçekleşecek. Üniversitelileşme oranı, üniversitelerin şehre, şehir ekonomisine, kültürel hayatına katkısı, üniversite vesilesiyle Türkiye'nin entelektüel kesiminin bu salonları doldurması, şehrin üniversiteden neler kazandığını görmemiz açısından son derece önemli göstergeler olacaktır.” diye konuştu.
Bayburt Üniversitesi Yeni Kampüsü adının Baberti Kampüsü olması teklifinde bulunan Hatiboğlu, ulemaya nispeten bu nisbenin kullanılmasının güzel olacağını düşündüğünü kaydetti.
HADİSÇİLER TOPLANTILARI FARKLI KANAATLERE SAHİP OLMAMIZA RAĞMEN BİR ARADA OLABİLDİĞİMİZİ SAĞLIYOR
Hadisçiler toplantılarına dair görüşlerini de dile getiren Hatiboğlu, “Hadisçi kardeşlerimizin hepsi sünnet hadimidirler. Efendimiz(as) nefesleriyle gönüllerini, zihinlerini, nefislerini doldururlar. Hadis ehli insanlar Efendimiz (as) ehlidirler. Yakınıdırlar. Yakın çevresini oluştururlar. Her ne kadar ona sahabilik etmemişlerse de onun nefeslerine sahabi olmuşlardır. Hadisle meşgul olan kardeşlerimiz söz konusu olduğunda bunları hep hatırlarım. Gerede’de başlayıp devam eden bu hadisçiler toplantıları bizim meselelere yönelik farklı kanaatlere sahip olmamıza rağmen bir arada olabildiğimizi, aynı sofrada oturup muhabbet edebildiğimizi, yazılı akademik çevrelerle tartışageldiğimiz konuları el ele tutuşarak da yapabildiğimizi bize gösteren çok önemli bir şeydir. Hadis toplantılarının böyle bir berekete vesile olduğunu görüyorum.” şeklinde konuştu.
Hatiboğlu, YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın katılımıyla Mayıs ayında Bayburt'ta gerçekleştirilen 22. Türkiye İlahiyat Fakülteleri Dekanları Toplantısı'nda, Saraç'ın dekanlara yaptığı çağrıyı hatırlatarak, “Yekta Hocamız, 'Çocuklarımızın Kur'an-ı Kerim okuyamadığı, hadisleri okuyup tercüme edemediği, Arapça en basit ifadeleri bile okuyamadığına dair ciddi eleştiriler alıyoruz. Bu yüzden dekanlarımızdan, Kur'an-ı Kerim, hadis, fıkıh, Arapça, tefsir derslerinin bütün yıllara yayılarak okutulması gerektiği konusunda bir karar almalarını ve bu kararın gereğini de kendi fakültelerinde yapmalarını istirham ediyorum' demişti. YÖK Başkanı Saraç'ın bu konuşmasını biraz daha hafifleterek Temmuz ayında aldığımız kararla bütün rektörlüklere tebliğ ettik. Yapılan şeyin medyada yer alan tartışmalarla hiç alakası yok. Yapılan şey tamamıyla Hadisçi kardeşlerimiz bir hadis kitabı okutsun, fıkıhçı kardeşlerimiz bir fıkıh kitabı okutsun, tefsirci kardeşlerimiz bir tefsir okutsun, usule giren kardeşlerimiz bir usul okutsun, kadim geleneği temsil eden usullerden bir usul fakültede öğrencilerimize okutulsun. Hadis usulüne dair bir kadim metin üniversitelerimizde okutulsun. İslami ilimleri çocuklarımız, güzel Arapça bilmek suretiyle doğrudan kaynağından, tercümesinden değil, yorumlanmışı değil, ihtisarı değil, seçilmiş metinlerini değil, sadece kendileri doğrudan okusunlar' düşüncesiyle bu derslerin asgari 6 yıla yayılmasına dair bir talepte bulunduk. Gerekçemiz tamamen budur. Müslümanca sadece Müslümanca. Başka bir art niyetimiz yok. Efendimizin nefeslerini çocuklarımız daha çok duysun diye. Bunda bir garabet olabilir mi, biz insanlar hadis okusun diyoruz." dedi.
ÂLİMİN İTİBARI ÜLKENİN İTİBARIDIR, MÜSLÜMANLARIN İTİBARIDIR
Hatiboğlu, piyasada ilahiyatlarla, ilahiyatçılarla ilgili tartışmaların yapıldığına ve bu tartışmaların da ilahiyatçılara zarar verdiğine dikkati çekerek, "Bu tartışmalar yüzünden ilahiyat neslinin, günümüzdeki temsilcilerinin imajı son derece negatif. Hızla daha da negatif olmaya doğru ilerliyor. Alanlarımıza sahip çıkalım. Âlimin itibarı ülkenin itibarıdır, Müslümanların itibarıdır. Âlimin itibarını bir kaç basit, kişisel hesaplara indirgeyerek düşürmeye çalıştığınızda Türkiye ilim ehli, Türkiye hadisçileri, Türkiye tefsircileri, fıkıhçıları hiçbir şey kazanmaz. İnandırıcılığınızı kaybedersiniz, tesir gücünüzü kaybedersiniz. Yapmak istediğiniz hiçbir şeyi hiçbir mecliste dile getiremez hale gelirsiniz. O yüzden ben bu toplantının Türkiye’deki hadis birikiminin uluslararasılaştırılması düşüncesinden daha çok ayaklar altına alınmış olan kampanyalarla itibarımızın yeniden kazanılması şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum." açıklamasını yaptı.